her zamanki gibi

listen to the pronunciation of her zamanki gibi
Turkish - English
as usual, as ever as
as usual

She came late as usual. - O, her zamanki gibi geç geldi.

They're late, as usual. - Onlar her zamanki gibi geç kaldılar.

ordinarily
as always

As always, Keiko showed us a pleasant smile. - Keiko bize her zamanki gibi hoş bir gülümseme gösterdi.

You are in my heart today as always. - Bugün her zamanki gibi kalbimdesin.

usual

He came late as usual. - O, her zamanki gibi geç geldi.

As usual, the physics teacher was late for class. - Her zamanki gibi, fizik öğretmeni, sınıfa geç kalmıştı.