hep to

English - Turkish

Definition of hep to in English Turkish dictionary
hep: baht
hep: açıkgöz
hep: uyanık
hep: talih
hep: şans
hep: argo açıkgöz

Turkish - Turkish

Definition of hep to in Turkish Turkish dictionary
HEP: Halkın Emek Partisi
hep: Metin Eloğlu'nun bir şiir kitabı
hep: Sürekli olarak, her zaman, daima
hep: Bir şeyi oluşturan parçaların bütününü anlatır
hep: Hiçbiri dışta tutulmamak veya eksik olmamak üzere, bütün, tüm olarak

English - English

Definition of hep to in English English dictionary
hep: cool, hip
hep: aware, up-to-date
hep: A hip of a rose; a rosehip
hep: acronym standing for High Energy Physics It's the real reason we're all here
hep: High Energy Physics
hep: Higher Education Publications, Inc
hep: High-energy physics
hep: {s} hip, up-to-date, current (Slang)
hep: informed about the latest trends
hep: Habitat Evaluation Procedure
hep: See Hip, the fruit of the dog-rose
hep: Variant of hip
hep: Short form of hepatitis
hep: See hip (the fruit of the dog-rose)
hep: high-explosive plastic

Turkish - English

Definition of hep to in Turkish English dictionary

hep

always

Tom always insists that he's right even when we all know that he's wrong. - Hepimiz onun hatalı olduğunu bilsek bile, Tom her zaman haklı olduğunu iddia eder.

I'm always bored with films that have little action. - Çok fazla aksiyon içermeyen filmlerde hep sıkılırım.

hep

all the time

If the universe is full of stars, why doesn't the light from all of them add up to make the whole sky bright all the time? - Evren yıldızlarla doluysa, neden onların hepsinden gelen ışık tüm gökyüzünü sürekli parlatmıyor?

I do it all the time. - Ben bunu hep yaparım.

hep