Şiddetli yağmur, onların kalkışını erteledi.
- The heavy rain made them put off their departure.
Şiddetli yağmur balık tutmaya gitmemizi engelledi.
- The heavy rain prevented us from going fishing.
Gece boyu süren sağanak yağış, mahsur kalan feribottaki kazazedeleri kurtarma çalışmalarına sekte vurdu.
- Heavy rain throughout the night has hampered efforts to rescue survivors from the stricken ferry.
Sağanak yağmura rağmen başladılar.
- They started in spite of the heavy rain.
Irmaklar yoğun yağış yüzünden taştı.
- The rivers were flooded by the heavy rain.
Atletizm karşılaşması yoğun yağış nedeniyle iptal edildi.
- The track meet was called off on account of the heavy rain.