heavy rain

listen to the pronunciation of heavy rain
English - Turkish
şiddetli yağmur

Şiddetli yağmur balık tutmaya gitmemizi engelledi. - The heavy rain prevented us from going fishing.

Şiddetli yağmur, onların kalkışını erteledi. - The heavy rain made them put off their departure.

kara yağmuru
Sağanak

Sağanak yağmura rağmen başladılar. - They started in spite of the heavy rain.

Bazı lokal şiddetli yağmur sağanaklarından dolayı oraya gitmediğimize sevindim. - I'm glad we didn't go there because there were some localized heavy rain showers.

yoğun yağış

Yoğun yağış ardından büyük bir sel vardı. - Following the heavy rainfall, there was a big flood.

Irmaklar yoğun yağış yüzünden taştı. - The rivers were flooded by the heavy rain.

deluge, heavy rain, cloudburst
sel, şiddetli yağmur, şiddetli yağmur