heavy-rain

listen to the pronunciation of heavy-rain
English - Turkish
şiddetli yağmur

Bildiğiniz gibi, şiddetli yağmurun sonucu olarak geç kaldık. - As you know, we were late due to the heavy rain.

Şiddetli yağmur balık tutmaya gitmemizi engelledi. - The heavy rain prevented us from going fishing.

kara yağmuru
deluge, heavy rain, cloudburst
sel, şiddetli yağmur, şiddetli yağmur
heavy rain
Sağanak

Sağanak yağmura rağmen başladılar. - They started in spite of the heavy rain.

Sağanak yağmur nedeniyle tamamen ıslandım. Arabanla gelip beni alır mısın? - I'm completely wet because of the heavy rain. Will you come and pick me up with your car?

heavy rain
yoğun yağış

Yoğun yağış ardından büyük bir sel vardı. - Following the heavy rainfall, there was a big flood.

Atletizm karşılaşması yoğun yağış nedeniyle iptal edildi. - The track meet was called off on account of the heavy rain.

English - English
rainstorm in which a large quantity of rain falls in a short period of time