hazmetmek

listen to the pronunciation of hazmetmek
Turkish - English
{f} digest
bear
(hakaret) pocket
tolerate
get over

It took Tom a long time to get over Mary's death. - Mary'nin ölümünü hazmetmek Tom'un uzun zamanını aldı.

stomach
accept
to digest; to stomach, to put up with, to be able to bear/stand
to stomach, endure (something)
put up with
hazmetme
(Politika, Siyaset) absorption
hazmetme
assimilasyon
Turkish - Turkish
Sindirmek
Hoşa gitmeyen bir davranışı karşılıksız bırakmak, içine atmak
Katlanmak, dayanmak, sabretmek: "Zannediyorum ki bu acıyı hazmedemeyeceğim."- R. N. Güntekin
Katlanmak, dayanmak, sabretmek
(Osmanlı Dönemi) MERUE
(Osmanlı Dönemi) MERAE
hazmetme
Hazmetmek durumu
hazmetmek
Favorites