Tom has to get ready for work.
- Tom iş için hazırlanmak zorunda.
Tom wondered how many hours it took Mary to get ready for the party.
- Tom parti için hazırlanmasının Mary'nin kaç saatini aldığını merak etti.
The cook prepares different dishes every day.
- Aşçı her gün farklı yemekler hazırlar.
It would be to your advantage to prepare questions in advance.
- Soruları önceden hazırlamak senin yararına olur.
He was in charge of preparing a magazine for publication.
- O yayınlama için bir dergi hazırlanmasında sorumlu oldu.
Magdalena and Lech are preparing for their Polish exams.
- Magdalena ve Lech, Lehçe sınavlarına hazırlanıyorlar.
He has drawn up a will.
- O, bir vasiyetname hazırladı.
In order to give him a surprise on his birthday, I prepared a fantastic cake.
- Ona doğum gününde bir sürpriz yapmak için, ben harika bir pasta hazırladım.
She prepared the meal in a very short time.
- O, çok kısa bir sürede yemeği hazırladı.