Definition of hayal et in Turkish English dictionary
- conjure up
- imagine
Imagine that you have a time machine.
- Bir zaman makinen olduğunu hayal et.
I never imagined we'd end up like this.
- Böyle bitireceğimizi asla hayal etmedim.
- fantasize
Layla fantasized about killing her mother her entire life.
- Leyla hayatını boyunca annesini öldürmeyi hayal etti.
- conjureup
- hayalet
- ghost
Do you really believe in ghosts?
- Gerçekten hayaletlere inanır mısınız?
Tom doesn't believe that ghosts exist.
- Tom hayaletlerin var olduğuna inanmıyor.
- hayalet
- shape
I woke up in the middle of the night and saw a strange, scary shape on my bed.
- Gecenin ortasında uyandım ve yatağımda garip, korkunç bir hayalet gördüm.
- hayalet
- spirit
Mary felt as if a ghost or spirit had touched her back.
- Mary bir hayalet ya da ruhu sırtına dokunmuş gibi hissetti.
- hayalet
- {i} sprite
- hayalet
- phantom, ghost, spectre, phantasm, apparition, spook
- hayalet
- wraith
- hayalet
- shadow
Do ghosts have shadows?
- Hayaletlerin gölgeleri var mı?
- hayalet
- ghost image
- hayalet
- zombi
- hayalet
- spectre
- hayalet
- eidolon
- hayalet
- shade
- hayalet
- phantom
The Phantom slowly, gravely, silently, approached.
- Hayalet yavaş yavaş, ciddi, sessizce yaklaştı.
- hayalet
- specter
- hayalet
- spectre [Brit.]
- hayalet
- phantasm
- hayalet
- spook
Children came running in terror from the different spookhouses along the street.
- Çocuklar yol boyunca farklı hayaletevlerden dehşet içinde koşarak geldiler.
- hayalet
- shades
- hayalet
- apparition
- hayalet
- shadowy figure, ghostlike shape
- hayalet
- ghost, vision, apparition
- hayalet
- banshee
- hayalet
- phantasmagoria
- hayalet
- revenant
Leonardo DiCaprio won the Oscar for best actor for his role as Hugh Glass in The Revenant.
- Leonardo DiCaprio, Hayalet filminde Hugh Glass rolüyle en iyi erkek oyuncu dalında Oscar kazandı.
