having reverberation or ambience

listen to the pronunciation of having reverberation or ambience
English - Turkish

Definition of having reverberation or ambience in English Turkish dictionary

wet
ıslatmak

Tom ayaklarını ıslatmaktan nefret eder. - Tom hates to get his feet wet.

Senin ayaklarını ıslatmaktan korkma. - Don't be afraid to get your feet wet.

wet
ıslak

Tom, masanın üstünü ıslak bir bez ile temizledi. - Tom cleaned the top of the table with a wet rag.

Oturduğun koltuktaki boya hâlâ ıslak. - The paint on the seat on which you are sitting is still wet.

wet
{i} yağmurlu hava
wet
{s} içkili
wet
ıslamak
wet
-e işemek
wet
{i} isteksiz kimse
wet
{s} yağışlı

Hava çok soğuk değildi, ama her zaman yağışlıydı. - It was not very cold, but it was always wet.

Bu yağışlı havadan bıktım. - I am fed up with this wet weather.

wet
{f} içki ile kutlamak
wet
{s} hatalı
wet
ıslak,v.ıslat: adj.ıslak
wet
(İnşaat) ıslak, nemli
wet
(isim) martavalcı, ıslaklık, rutubet, yağmurlu hava, içki, içki yasağı karşıtı, isteksiz kimse
wet
içki yasağ
wet
kim

Hiç kimse kendi ellerini ıslatmadan başkasının gözyaşlarını kurulayamaz. - No one can dry another's tears without wetting his own hands.

İyi ki kimse ıslanmadı. - Luckily nobody got wet.

wet
{i} içki
wet
{i} içki yasağı karşıtı
English - English
wet
having reverberation or ambience

    Hyphenation

    ha·ving re·ver·be·ra·tion or am·bi·ence

    Turkish pronunciation

    hävîng rivırbıreyşın ır ämbiıns

    Pronunciation

    /ˈhavəɴɢ rēˌvərbərˈāsʜən ər ˈambēəns/ /ˈhævɪŋ riːˌvɜrbɜrˈeɪʃən ɜr ˈæmbiːəns/
Favorites