Ses rahatsız edici ama insan vücudu için zararsızdı.
 - The sound was annoying but harmless to the human body.
Bu adadaki pek çok yılan zararsızdır.
 - Most snakes on this island are harmless.
Güneş ışığında okumak gözlerine zarar verebilir.
 - It can harm your eyes to read in the sun's light.
Sosyal ağlarda zararsız bir kişi gibi görünen bir katil olabilir.
 - There may be a killer who looks harmless in any social network.
Sence bunu yapmak tehlikesiz mi?
 - Do you think it's safe to do that?
Tom elektronik sigara içmenin sigara içmekten daha güvenilir olduğunu düşünüyor ama Mark o kadar emin değil.
 - Tom thinks that vaping is safer than smoking cigarettes, but Mary's not so sure.
Parayı güvenli bir alanda tut.
 - Keep the money in a safe place.
Değerli şeylerini güvenli bir yerde muhafaza etmelisin.
 - You should keep your valuables in a safe place.
Uygun olan bir çelik kasaya değerli eşyalarımı koymak istiyorum.
 - I'd like to put my valuables in a safe deposit box, if any are available.
Tom'a bir çelik kasası olup olmadığını sordum.
 - I asked Tom if he had a safe deposit box.
Biz herkesi güvencede tutmak istiyoruz.
 - We want to keep everybody safe.
Sırlarınız benimle güvencededir.
 - Your secrets are safe with me.
Sana zarar vermek için bir şey yapmayacağıma sana söz veriyorum.
 - I promise you I won't do anything to harm you.
Size zarar vermek istemiyoruz.
 - We don't mean you any harm.
Tom'u incitmek isteyecek birinin farkında mısın?
 - Are you aware of anyone who would want to harm Tom?
Seni asla incitmek istemedim.
 - I never wanted to harm you.
Sigara içmek çok zarar verir ama hiç fayda vermez.
 - Smoking does much harm but no good.
Televizyonun çocuklara zarar verdiğini düşünüyor musunuz?
 - Do you think television does children harm?
O iyilikten daha çok kötülük yaptı.
 - It did more harm than good.
O iyilikten çok kötülük yapar.
 - It does more harm than good.
Tom'un güvende olduğundan emin misin?
 - Are you sure Tom is safe?
Onun güvenli olduğundan emin misin?
 - Are you sure that's safe?
Tom güvenli ve sağlam döndü.
 - Tom returned safe and sound.
Her şeyden önce güvenliği sağlamalısın.
 - You should put safety before everything else.
Tom kesinlikle güvendeydi.
 - Tom was perfectly safe.
Güvende olduğumuzdan kesinlikle emin misin?
 - Are you absolutely certain we're safe?
Ben onunla korkusuzca oynuyorum.
 - I am playing it safe.
... it could be something relatively harmless, where ...