English - Turkish
Definition of handwear: covers the hand and wrist in English Turkish dictionary
- glove
- {i} eldiven
Bu makinelerle çalıştığında bir çift deri eldiven bir zorunluluktur.
-A pair of leather gloves is a must when you work with these machines.
Onların eldivenleri çift değil.
-Their gloves are not in pairs.
- gloves
- (Tekstil) eldiven
Yanlışlıkla eldivenlerimi ters yüz giydim.
-I put my gloves on inside out by mistake.
Bu eldivenler onun ellerini sıcak tuttu.
-These gloves kept her hands warm.
- glove
- {i} eldiven giydir
- glove
- biçilmiş kaftan olmak
- glove
- {f} eldiven giydirmek
- glove
- handle with kid gloves kızdırmamak için yumuşak davranmak
- glove
- (fiil) eldiven giydirmek
- gloves
- eldivenler
Tom cinayet silahında parmak izlerini bırakmaktan kaçınmak için eldivenler giydi.
-Tom wore gloves to avoid leaving his fingerprints on the murder weapon.
Tom paltosunu ve eldivenlerini çıkardı.
-Tom took off his coat and gloves.
- glove
- tam kalıbına göre olmak
- glove
- eldivan
- glove
- ellik
- glove
- fit like a glove eldiven gibi uymak
- glove
- (isim) eldiven
Related Terms
handwear: covers the hand and wrist
Hyphenation
handwear: co·vers the Hand and wristPronunciation
Resimler
History
Favorites