Turkish - English
Definition of halsizlik in Turkish English dictionary
- weakness
- weakness, exhaustion, weariness, infirmity, langour, debility
- infirmity
- debility
- prostration
- languor
- grogginess
- lassitude
- weakness, feebleness, enervation, debility, languidness, lassitude
- sinking
- listlessness
- (Tıp) malaise
- exhaustion
- senility
- acedia
- faintness
- caducity
Turkish - Turkish
Definition of halsizlik in Turkish Turkish dictionary
- Hâlsiz olma durumu, bitkinlik, dermansızlık, takatsizlik
- Hâlsiz olma durumu, bitkinlik, dermansızlık, takatsizlik: "Yalnız yüzümün sarılığını, hâlsizliğimi babamdan nasıl saklayacağım?"- A. Gündüz
halsizlik
Hyphenation
hal·siz·likPronunciation
Resimler
History
Favorites