German - Turkish
Definition of hafen in German Turkish dictionary
- [der] liman
- e {'heftling} r tutuklu
- r. 'ha: fın liman
- limana
- bağlantı noktası
- hafe
- limanlık
- liman
Yokohama güzel bir liman şehridir.
-Yokohama ist eine schöne Hafenstadt.
Limanda çok gemi gördük.
-Wir haben viele Schiffe im Hafen gesehen.
- Häfen
- limanlama
Related Terms
English - Turkish
Definition of hafen in English Turkish dictionary
- harbor
- {f} barındırmak
- harbor
- {i} liman
Liman bloke edilebilir.
-The harbor can be blocked.
Biz zamanında limana varamayacağız. Kestirmeden gidelim.
-We won't be able to arrive at the harbor in time. Let's take a shortcut.
- harbor
- {f} beslemek
- harbor
- (Kanun) yataklık etmek
- harbour
- yataklık etmek
- harbor
- {f} barındır
Çöp haşarat barındırır.
-Garbage harbors vermin.
- harbor
- bkz.harbour
- dockside
- Liman
- dockside
- tersane yanı
- harbor
- {f} sığınmak
- harbor
- (Askeri) SUNDURMA: Tanklar için park ve barınma yeri
- harbor
- {i} barınak
- harbor
- {f} misafir etmek
- harbor
- {f} demir atmak
- harbor
- {f} barınmak
- harbor
- {f} gütmek
- harbor
- {i} sığınak
Related Terms
German - English
Definition of hafen in German English dictionary
- harbour
- port
- harbor
- Häfen
- harbors
- Häfen
- ports
- Häfen
- harbours
- Hafen...
- dockside
- Häfen (Gefängnis)
- slammer
- Häfen (Gefängnis)
- clink
- Häfen (Gefängnis)
- jug
- Häfen (Gefängnis)
- hoosegow
- Häfen (Gefängnis)
- pokey (prison)
- Häfen / Forst
- conservancy
- hafen m
- Port m
- 'Hafen der Illusion' (von Ustinov / Werktitel)
- 'Blow your own Trumpet' (by Ustinov / work title)
- (in einem Hafen) anlegen (Schiff)
- to dock at
- (in einem Hafen) anlegen (Schiff)
- to call at
- Einlaufen in Häfen
- port entry
- Güterumschlag im Hafen
- turnaround
- Methan-Hafen
- LNG-harbour
- Schiffsabfertigung (im Hafen)
- ship clearance
- Schiffsabfertigung (im Hafen)
- clearance (in a port)
- Wendezeit (Liegezeit im Hafen des Umkehrpunkts)
- turnaround time
- am Hafen
- dockside
- ein Schiff in den Hafen schleppen
- to tow a ship into the harbour
- in den Hafen einlaufen
- to run into port
- zugefrorener Hafen
- icebound harbor