English - Turkish
Definition of giving pleasure; pleasing in manner in English Turkish dictionary
- pleasant
- güzel
Bugün güzel bir gündü.
-Today was a pleasant day.
Başkalarına güzel bir şekilde davranmak benim için çok zordu.
-It was hard for me to act pleasantly to others.
- pleasant
- hoş
Hiçbir şey sabah yapılan bir yürüyüş kadar hoş değil.
-Nothing is as pleasant as a walk in the morning.
Sesi dinlemek için hoş.
-Her voice is pleasant to listen to.
- pleasant
- güzel latif
- pleasant
- gökçe
- pleasant
- pleasantnessmemnuniyet verici oluş
- pleasant
- {s} sevimli
- pleasant
- {s} keyifli
Ne keyifli bir yolculuk yaptık!
-What a pleasant journey we had!
Sevgi dolu yaşlı bir çifti izlemek keyifli.
-It is pleasant to watch a loving old couple.
- pleasant
- {s} tatlı
- pleasant
- hoşa gitme
- pleasant
- pleasantlyhoşa gider bir şekilde
- pleasant
- şirin
- pleasant
- canayakın
- pleasant
- sıcak
- pleasant
- samimi
- pleasant
- {s} hoş, güzel, tatlı, latif
Related Terms
English - English
Definition of giving pleasure; pleasing in manner in English English dictionary
- pleasant
giving pleasure; pleasing in manner
Hyphenation
gi·ving pleasure; pleas·ing in man·nerPronunciation
Resimler
Favorites