gittikçe

listen to the pronunciation of gittikçe
Turkish - English
more and more

More and more couples go on honeymoon trips abroad. - Gittikçe daha fazla çift balayı gezilerine yurt dışına gitmektedir.

Bank services are getting more and more expensive. - Banka hizmetleri gittikçe daha pahalı oluyor.

gradually, by degrees; increasingly, more and more
increasingly, gradually, steadily, more and more, by degrees
degree
on the go
gradually

This area is gradually being deforested. - Bu bölgede ormanlar gittikçe azalıyor.

increasingly

He became increasingly demented! - O gittikçe çılgın oldu!

Tom became increasingly aware that he was being manipulated by the FBI. - Tom FBI tarafından manipüle edildiğinin gittikçe farkına vardı.

by degrees
steadily
gittikçe artmak
snowball
gittikçe artmakta
on the increase
gittikçe azalarak
decreasingly
gittikçe başarılı olmak
forge ahead
gittikçe güçlenmek
go from strength to strength
gittikçe incelen
tapering
gittikçe incelen
tapered
gittikçe yükselen ahenk
diapason
gittikçe zayıflamak
waste away
ses gittikçe hafifleyerek
diminuendo
sesin gittikçe hafiflemesi
(Muzik) diminuendo
Turkish - Turkish
Zaman ilerledikçe, gitgide, giderek: "Maarif Müdürünün zihni gittikçe karışıyordu."- R. N. Güntekin
Zaman ilerledikçe, gitgide, giderek
gide gide
gittikçe
Favorites