Definition of git! in Turkish English dictionary
- Go!
- go
- {f} going
Before going to study in Paris, I must brush up on my French.
- Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.
Before going to study in Paris, I have to brush up on my French.
- Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemek zorundayım.
- {f} gone
She may have gone out to do some shopping.
- O biraz alışveriş yapmak için dışarı gitmiş olabilir.
The new couple have gone off to Hawaii on their honeymoon.
- Yeni çift balayında Hawaii'ye gitti.
- (Meteoroloji) met
Who's your favorite heavy metal guitarist?
- Favori heavy metal gitaristin kim?
When I went to Tokyo, I met him.
- Ben Tokyo'ya gittiğim zaman ona rastladım.
- ebb
- get along with
I just can't get along with him.
- Onunla anlaşamadım gitti.
- went
We went to London last year.
- Geçen yıl Londra'ya gittik.
Do you know where your father went?
- Babanın nereye gittiğini biliyor musun?
- going to
Before going to study in Paris, I must brush up on my French.
- Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.
Before going to work in Paris, I must brush up on my French.
- Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.
- go#to
- türkçeyi ingilizceye çevir
- goto
- go to
I want to go to America someday.
- Bir gün Amerika'ya gitmek istiyorum.
It will not make much difference whether you go today or tomorrow.
- Bugün ya da yarın gitmen pek fark yaratmayacak.
