girmemek

listen to the pronunciation of girmemek
Turkish - English
(neg. form of girmek ) not to keep out
keep out
gir
come in

We didn't hear you come in. - İçeri girdiğini duymadım.

She beckoned me to come in. - O bana içeri girmem için işaret etti.

gir
(Bilgisayar) sign in
gir
(Bilgisayar) retype
gir
incur
gir
got into

Tom broke the door window, reached inside, unlocked the door and got into the car. - Tom kapı camını kırdı, içeriye girdi, kapının kilidini açtı ve arabaya bindi.

He got into this school in September last year. - Geçen yıl eylül ayında bu okula girdi.

gir
get into

Does Tom get into the city very often? - Tom çok sık şehre girer mi?

Tom tried to get into the locked room. - Tom kilitli odaya girmeye çalıştı.

gir
fallen under
gir
{f} enter

One hundred and fifty people entered the marathon race. - Yüz elli kişi maraton yarışına girdi.

This ticket allows two people to enter. - Bu bilet iki kişinin girmesine olanak tanır.

gir
gone into
gir
fell under
gir
fall under
gir
go into

The system will go into operation in a short time. - Sistem kısa bir süre içinde hizmete girecek.

Let's not go into details. - Ayrıntıya girmeyelim.

gir
went into
borca girmemek
pay one's way
gözüne uyku girmemek
not to sleep a wink
gözüne uyku girmemek
to lay awake
gözüne uyku girmemek
be unable to sleep
gözüne uyku girmemek
not to get a wink of sleep
riske girmemek
to play (it) safe
riske girmemek
take no chances
riske girmemek
play it safe
savaşa girmemek için taviz verme yanlısı
appeaser
Turkish - Turkish

Definition of girmemek in Turkish Turkish dictionary

GÎR
(Osmanlı Dönemi) f. (Giriften) "Tutmak, yakalamak" mastarının emir köküdür. Türkçedeki: yapan, tutan, tutucu, dağılan, yayılan gibi mânalara gelir. Kelimenin sonuna eklenir