gezi̇

listen to the pronunciation of gezi̇
Turkish - English

Definition of gezi̇ in Turkish English dictionary

gezi
tour

I'm looking forward to touring bookstores in the US. - Amerika'daki kitapçılarda gezinmeyi dört gözle bekliyorum.

I'm going to take you on a tour. - Seni bir geziye çıkaracağım.

gezi
travel

Gulliver's Travels was written by a famous English writer. - Gülliver'in Gezileri ünlü bir İngiliz yazar tarafından yazılmıştır.

He was traveling in the Philippines this time last year. - Geçtiğimiz yıl bu zamanda Filipinler'de geziyordu.

gezi
trip

You will benefit by a trip abroad. - Yurt dışında bir gezi size yarar sağlayacaktır.

The trip calls for a lot of money. - Gezi çok fazla para gerektirir.

gezi
sightseeing

I want to get a sightseeing visa. - Bir gezi için vize almak istiyorum.

Tom went sightseeing. - Tom gezi turuna gitti.

gezi
journey

The object of the journey was to visit Grandma. - Gezinin amacı, büyükanneyi ziyaret etmekti.

I want to go on a journey around the world if possible. - Ben mümkünse dünyanın etrafında bir geziye çıkmak istiyorum.

gezi
excursion

Most students do the sights of Kyoto on their school excursion. - Çoğu öğrenci okul gezilerinde Kyoto'nun görülmeye değer yerlerini geziyorlar.

If it rains tomorrow, the excursion will be canceled. - Yarın yağmur yağarsa gezi iptal edilecek.

gezi
excursion, journey, tour, trip; outing, promenade, walk, ride
gezi
promenade, esplanade, place for strolling
gezi
locomotion
gezi
outing

They chartered a bus for the firm's outing. - Firmanın gezileri için bir otobüs kiraladılar.

It rains so often in the wet season that it's hard to plan outings. - Yağışlı mevsimde o kadar sık yağmur yağar ki gezintileri planlamak zordur.

gezi
promenade
gezi
itineration
gezi
walk

She walked around looking for him. - Onu arayarak etrafta gezindi.

The man walked around the corner. - Adam köşenin çevresinde gezindi.

gezi
parade
gezi
touring

Tom is still touring with Mary's band. - Tom hâlâ Mary'nin grubuyla geziyor.

I'm looking forward to touring bookstores in the US. - Amerika'daki kitapçılarda gezinmeyi dört gözle bekliyorum.

gezi
esplanade
gezi
ride

Can I offer you a ride? - Sana bir gezinti önerebilir miyim?

Would you like a ride? - Bir gezinti ister misiniz?

gezi
(Bilgisayar) expedition

He took part in the expedition. - O, keşif gezisine katıldı.

I anticipate that there will be problems on their expedition. - Onların gezisinde sorunlar olacağını tahmin ediyorum.

gezi
excursion, outing; tour
gezi notları
itinerary
gezi botu
(Askeri) sighting boat
gezi konferansı
(Turizm) travelogue
gezi motoru
(Turizm) motor launch
gezi tekneleri
recreational craft
gezi teknesi
flybridge
gezi yeri
promenade
gezi yolu
alley
gezi yolu
route
gezi de
tour de
gezi yazısı
travel writing
gezi arabası
tourer
gezi ayı
thrust washers
gezi bileti
travel ticket
gezi fiyatı
excursion rate
gezi gereçleri
travel requisites
gezi giderleri
(Ticaret) traveling expenses
gezi içeriği
(Turizm) travel content
gezi komisyoncusu
(Turizm) tour broker
gezi listesi burada
Here is the list of excursions
gezi otobüsü
sightseeing bus
gezi turu tavsiye edebilir misiniz
Can you recommend a sightseeing tour
gezi yapmak
go for an outing
gezi yeri promenade, esplanade, place
for strolling
gezi öncesi açıklama
(Turizm) pretravel information
turistik gezi
(Turizm) tourist travel
gezi
circuit
gezi
voyage
gezi
sıghtseeıng
geziler
trips

Do you often take business trips? - Sık sık iş gezilerine çıkar mısın?

Tom doesn't carry much luggage on trips. - Tom gezilerde çok bagaj taşımaz.

askeri gezi
(Askeri) military expedition
bedava gezi
junket
benim için bir gezi ayarlar mısınız
Would you please arrange the ride for me
bilimsel gezi
scientific tour
bir gezi yapmak istiyorum
I want to go sightseeing
bir gezi yapmak planlıyorum
I plan to go sightseeing
burada bulunan gezi bölgelerini söyler misiniz
Would you please tell me what sights there are here
gezi
{i} run
nihai gezi programı
(Turizm) final itinerary
resmi gezi
official trip
resmi gezi
progress
teknik gezi
technical visit
toplu gezi
(Turizm) group tour
turu ve gezi bölgelerini anlatan bir broşürünüz var mı
Do you have a brochure describing tours and excursions
yiyecek (gezi için)
prog
Turkish - Turkish

Definition of gezi̇ in Turkish Turkish dictionary

Gezi
Gezilip hava alınacak yer
Gezi
Bu kumaştan yapılmış olan
Gezi
Gezmek, görmek, eğlenmek amacıyla yapılan yolculuk
Gezi
Pamuk ve ipekle karışık dokunmuş hareli kumaş: "Yalnız omuz başlarını örten, kısa yollu, gezi gibi yarı sert kumaştan, yakasız bir yaz ceketiydi."- R. H. Karay
Gezi
Gezinti yeri
Gezi
Ülkeler veya şehirler arasında yapılan uzun yolculuk, seyahat
gezi
Pamuk ve ipekle karışık dokunmuş hareli kumaş
gezi
Pamuk ve ipek ile karşık dokunmuş hareli kumaş
gezi
Pamukla ve ipekle karışık dokunmuş hareli bir kumaş
gezi yazısı
Gezilip görülen yerleri, özelliklerini, oralardaki insanların yaşantılarını, geleneklerini anlatan düz yazı
Gezi
seyahat
dış gezi
Bulunulan ülke sınırları dışına yapılan gezi