I came to Japan from China.
 - Çin'den Japonya'ya geldim.
She came to see us yesterday.
 - O dün bizi görmek için geldi.
Do you want to come with us?
 - Bizimle gelmek ister misiniz?
Why did you come to Japan?
 - Neden Japonya'ya geldin?
Susan found out where the puppy had come from.
 - Susan köpeğin nereden geldiğini öğrendi.
Did you come from a musical family?
 - Müziksever bir aileden mi geldin?
Look out! There's a truck coming!
 - Dikkat! Buraya gelen bir kamyon var!
Christmas is coming soon.
 - Yakında Noel geliyor.
Next time I come, I'll bring you some flowers.
 - Bir daha ki gelişimde, sana bazı çiçekler getireceğim.
Fruits come from flowers.
 - Meyveler çiçeklerden meydana gelir.
Tom saçına jöle çaldı.
 - Tom put gel in his hair.
O, saçına jöle sürer.
 - Tom puts gel in his hair.
Pelte limonlu ve portakallı olarak yapılabilen içine taze meyve katıldığında ise tadına doyum olmayan tatlıdır.
Ben jelatin kullanmadan panna cotta yaparım.
 - I make panna cotta without using gelatin.