geleneğin

listen to the pronunciation of geleneğin
Turkish - English

Definition of geleneğin in Turkish English dictionary

gelenek
{i} custom

In Japan it is not customary to tip for good service. - Japonya'da iyi hizmet için bahşiş vermek geleneksel değildir.

I think this kind of custom is unique to Asian countries. - Bu tür gelenek Asya ülkelerine özgüdür.

gelenek
{i} tradition

The traditional way of learning a language may satisfy at most one's sense of duty, but it can hardly serve as a source of joy. Nor will it likely be successful. - Bir dil öğrenmenin geleneksel yolu olsa olsa birinin görev duygusunu tatmin edebilir ama o bir sevinç kaynağı olarak hizmet edemez. Ayrıca muhtemelen başarılı olmayacaktır.

Languages that would have never found themselves together in a traditional system, can be connected in Tatoeba. - Kendilerini geleneksel bir sistem içinde asla birlikte bulmamış olan diller Tatoeba'da bağlanabilirler.

gelenek
{i} groove
gelenek
precedent
gelenek
institutional
gelenek
way

The traditional way of learning a language may satisfy at most one's sense of duty, but it can hardly serve as a source of joy. Nor will it likely be successful. - Bir dil öğrenmenin geleneksel yolu olsa olsa birinin görev duygusunu tatmin edebilir ama o bir sevinç kaynağı olarak hizmet edemez. Ayrıca muhtemelen başarılı olmayacaktır.

gelenek
usage
gelenek
customs
gelenek
(Hukuk) convention
gelenek
tradition, custom, convention
gelenek
observance
gelenek
folkway
gelenek
form
Turkish - Turkish

Definition of geleneğin in Turkish Turkish dictionary

Gelenek
anane
Gelenek
tradisyon
Gelenek
an'ane
gelenek
Bir toplumda, bir toplulukta eskiden kalmış olmaları dolayısıyla saygın tutulup kuşaktan kuşağa iletilen, yaptırım gücü olan kültürel kalıntılar, alışkanlıklar, bilgi, töre ve davranışlar, anane: "Şair yeni bir dil yaratabilir ama bunun için gereken gücü gelenekten alır."- N. Ataç