gediegen

listen to the pronunciation of gediegen
English - Turkish

Definition of gediegen in English Turkish dictionary

free
{s} muaf

Batı Berlin Sovyet kontrolünden muaf kalacaktı. - West Berlin would remain free of Soviet control.

Bu eşyalar vergiden muaf. - These goods are free of tax.

dignified
{s} asil
dignified
{s} şerefli
dignified
efendi
dignified
haysiyetli
dignified
ağır başlı
dignified
kellifelli
dignified
{f} kıymet ver
free
hür
free
azat
free
bağsız
dignified
yükselt/onur ver
dignified
{s} temkinli
dignified
{s} ağır

Çok ağırbaşlı görünüyorsun. - You look very dignified.

Tom ağırbaşlı görünmeye çalıştı. - Tom tried to look dignified.

dignified
{s} değerli
dignified
{s} ağırbaşlı

Tom ağırbaşlı görünmeye çalıştı. - Tom tried to look dignified.

Ne ağırbaşlı bir adam! - What a dignified man!

free
{s} samimi
German - English
solid
native
massive
honest (wine taste)
dignified
free
sterling
tasteful
gediegen (Erscheinung)
dapper