gayeli

listen to the pronunciation of gayeli
Turkish - English
(someone) who has an aim/a goal/an objective
who has an aim
telic
gaye
purpose

The room is perfectly suitable for this purpose. - Oda bu amaç için gayet uygun.

gaye
goal
gaye
{i} object
gaye
aim
gaye
{i} cause
gaye
{i} intention
gaye
{i} intent
gaye
(Hukuk) objective
gaye
point
gaye
counsel
gaye
target
Gaye
(isim) Aim, goal
gaye
consummation
gaye
ideal
gaye
aim, purpose, goal
gaye
bourne
gaye
animus
Turkish - Turkish
Amacı olan
GAYE
(Osmanlı Dönemi) Maksad, kasdedilen, netice, sonuç.Her şeyin vücudunun müteaddit gayeleri ve hayatının müteaddit neticeleri vardır. Ehl-i dalâletin tevehhüm ettikleri gibi dünyaya, nefislerine bakan gayelere münhasır değildir. Tâ, abesiyyet ve hikmetsizlik içine girebilsin. Belki her şeyin gayât-ı vücudu ve netaic-i hayatı üç kısımdır. Birincisi ve en ulvisi Sani'ine bakar ki; o şeye taktığı hârika-i san'at murassaatını, Şâhid-i Ezelî'nin nazarına resm-i geçit tarzında arzetmektir ki, o nazara bir ân-ı seyyale yaşamak kâf
gaye
Amaç, hedef: "Para? O bir gaye değil, fakat harcamayı sevdiğim bir şey."- H. E. Adıvar
gâye
(Osmanlı Dönemi) hedef, maksat
Gaye
(Osmanlı Dönemi) OBJEKTİF
Gaye
amaç
Gaye
(Osmanlı Dönemi) ZAMİR
gaye
Amaç, hedef
gayeli
Favorites