gözlendi

listen to the pronunciation of gözlendi
Turkish - English

Definition of gözlendi in Turkish English dictionary

gözle
(Bilgisayar) watch

Bird watching is a nice hobby. - Kuş gözlemciliği güzel bir hobi.

Mother asked the babysitter to watch the children. - Anne bebek-bakıcısından çocukları gözlemesini rica etti.

gözle
{f} observing

Tom was observing the sky with his telescope when he discovered a mysterious new object. - Tom gizemli yeni bir nesne keşfettiğinde teleskobuyla gökyüzünü gözlemliyordu.

Waiting, observing, and keeping silent can avoid many wars. - Beklemek, gözlemek ve sessiz kalmak birçok savaşı önleyebilir.

gözle
{f} eye

My mother looked at me with tears in her eyes. - Annem gözlerinde yaşlarla bana baktı.

I closed my eyes to calm down. - Sakin olmak için gözlerimi kapattım.

gözle
{f} observed

The boy observed the birds all day. - Çocuk bütün gün kuşları gözlemledi.

I noticed I was being observed. - Gözlenmekte olduğumu fark ettim.

gözle
observe

This is a time of year when people get together with family and friends to observe Passover and to celebrate Easter. - Bu, Hamursuz bayramını gözlemlemek ve Paskalyayı kutlamak için insanların aileleri ve arkadaşlarıyla bir araya geldiği, yılın bir zamanıdır.

He observed many types of creatures there. - Orada bir sürü yaratık çeşidi gözlemledi.

gözle
{f} surveyed
gözle
optical
gözlendi
Favorites