görülemez

listen to the pronunciation of görülemez
Turkish - English
imperceptible
invisible
intangible
gözle görülemez
invisible
gör
saw

I saw John at the library. - Kütüphanede John'u gördüm.

I saw her somewhere two years ago. - Onu ben iki yıl önce bir yerde gördüm.

gör
{f} sighted
gör
{f} seeing

I remember seeing you all somewhere. - Hepinizi bir yerde gördüğümü hatırlıyorum.

Seeing that she was not excited at the news, she must have known it. - O, habere heyecanlanmadığına göre, onu önceden biliyor olmalı.

gör
see

Love is seeing her in your dreams. - Aşk onu rüyalarında görmektir.

I want to see you before you go. - Sen gitmeden önce seni görmek istiyorum.

gör
{f} seen

Germs can only be seen with the aid of a microscope. - Mikroplar sadece bir mikroskop yardımıyla görülebilir.

I have not seen him lately. - Son zamanlarda onu görmedim

gör
{f} view

The view of the Earth from the Moon is one of the iconic images of the 20th century. - Dünya'nın Ay'dan görüntüsü, 20. yüzyılın ikonik resimlerinden birisidir.

Image Viewer is an image viewing software. This software is a very small program. This software has basic functions only. This is translatable by Tatoeba Project users. - Image Viewer bir resim görüntüleme yazılımıdır. Bu yazılım çok küçük bir programdır. Bu yazılımda sadece basit fonksiyonlar var. Bu, Tatoeba Project kullanıcıları tarafından çevrilebilir.

gör
catch sight of

He happened to catch sight of a rare butterfly. - Tesadüfen nadir bir kelebeği gördü.

gör
{f} sight

He fell in love with her at first sight. - İlk görüşte ona âşık oldu.

The sight of fresh lobster gave me an appetite. - Taze ıstakozun görünüşü iştahımı açtı.

gör
{f} viewing

Image Viewer is an image viewing software. This software is a very small program. This software has basic functions only. This is translatable by Tatoeba Project users. - Image Viewer bir resim görüntüleme yazılımıdır. Bu yazılım çok küçük bir programdır. Bu yazılımda sadece basit fonksiyonlar var. Bu, Tatoeba Project kullanıcıları tarafından çevrilebilir.

mazur görülemez
unwarranted
mazur görülemez
indefensible
uygun görülemez
inadmissible
German - Turkish

Definition of görülemez in German Turkish dictionary

Gör
yumurcak, afacan (kiz)
Gör
(-e/) n l. kücük cocuk
Swedish - Turkish

Definition of görülemez in Swedish Turkish dictionary

Gör
hazırlayın
Gör
olun
Gör
yapın
Gör
yapık
gör
yapıyor
gör
kılan
görülemez
Favorites