görüşmeler

listen to the pronunciation of görüşmeler
Turkish - English
negotiations

Both countries entered into peace negotiations. - Her iki ülke barış görüşmelerine girdi.

How are the negotiations going? - Görüşmeler nasıl gidiyor?

interviews

You have to be up-front and candid at interviews. - Görüşmelerde dürüst ve samimi olmak zorundasın.

görüşme
meeting

You're acting like you know me; this is the first time we're meeting! - Beni tanıyormuş gibi davranıyorsun; bu bizim ilk görüşmemiz!

I look forward to meeting you again soon. - Ben kısa sürede seninle tekrar görüşmek için sabırsızlanıyorum.

görüşme
interview

When my interview was postponed until 3, I wandered around killing time. - İş görüşmem ertelenince saat 3'e kadar boş boş gezdim.

In addition, I have to interview a professor. - Ayrıca, bir profesörle görüşmeliyim.

görüşme
conversation

Fadil overheard both sides of the phone conversation. - Fadıl her iki tarafın da telefon görüşmesine kulak misafiri oldu.

I'd just like to have a quick conversation with Tom before we leave. - Ben sadece biz gitmeden önce Tom'la hızlı bir görüşme yapmak istiyorum.

görüşme
{i} negotiation

The negotiation ended in failure. - Görüşme başarısızlıkla sonuçlandı.

We continued negotiations with the company. - Şirket ile görüşmelere devam ettik.

görüşme
discussion, negotiation, deliberation, exchange of views; consultation, conference
görüşme
conference
görüşme
talk

The peace talks ended in failure. - Barış görüşmeleri başarısızlıkla sonuçlandı.

Peace talks will begin next week. - Barış görüşmeleri gelecek hafta başlayacak.

görüşme
{i} discussion

Your suggestion seems irrelevant to our discussion here. - Öneriniz bizim buradaki görüşmemizle alakasız gibi görünüyor.

I didn't want to interrupt the discussion. - Görüşmeye ara vermek istemedim.

görüşme
{i} debate

The debate will happen tonight. - Görüşme bu gece olacak.

I think this debate is getting close to the level of the absurd. - Bu görüşmenin saçma seviyesine yaklaştığını düşünüyorum.

görüşme
discussing
görüşme
hearing
görüşme
intercourse
görüşme
deliberation

Deliberations will continue Monday. - Görüşmeler pazartesi günü devam edecek.

The deliberations took three day. - Görüşmeler üç gün sürdü.

görüşme
palaver
görüşme
(Hukuk) negotiation, interview, discussion, meeting, debate, talk
görüşme
talk, conversation
görüşme
interview; debate, discussion, conference, intercourse, negotiation; meeting
görüşme
concilium
görüşme
rap
görüşme
parley
görüşme
bargaining
görüşme
disputation
ikili görüşmeler
(Hukuk) bilateral negotiations
istikşafi görüşmeler
(Hukuk) exploratory talks
toplumlar arası görüşmeler
(Hukuk) intercommunal talks
ön görüşmeler
(Hukuk) preliminary talks
Turkish - Turkish

Definition of görüşmeler in Turkish Turkish dictionary

Görüşme
(Hukuk) MÜZAKERE

Problem, Tom'un müzakereye tamamen isteksiz olması. - Sorun, Tom'un görüşmeye tamamen gönülsüz olması.

görüşme
Görüşmek işi, mülakat, müzakere