full of danger; threatening; menacing; perilous

listen to the pronunciation of full of danger; threatening; menacing; perilous
English - Turkish

Definition of full of danger; threatening; menacing; perilous in English Turkish dictionary

imminent
{s} eli kulağında

Radyoya göre, bir fırtınanın eli kulağında. - According to the radio, a storm is imminent in the North.

imminent
olması yakın
imminent
yakında olmasından korkulan
imminent
olması yakın ve muhakkak
imminent
yakın

Tom'un yakın tehlikede olabileceğini düşünüyoruz. - We think Tom might be in imminent danger.

imminent
yakında olacak
imminent
(Tıp) Tehdit ede
imminent
imminentlytehdit ederek
imminent
imminence i olabilecek durum
imminent
tehdit eden şey
imminent
yakında vaki olma sından korkulan
English - English
imminent
full of danger; threatening; menacing; perilous
Favorites