Bundan kim yararlanıyor?
- Who benefits from this?
Bundan ne gibi sonuçlar çıkarılabilir?
- What conclusions can be drawn from this?
Tarihin bize öğrettiği şey insanların ondan bir şey öğrenmemiş olmasıdır.
- What history teaches us is that men have never learned anything from it.
Tarihi değiştiremeyiz ama ondan öğrenebiliriz.
- We can't change history, but we can learn from it.
Ondan uzak durmanız sizin akıllılığınız.
- It was wise of you to keep away from him.
Ondan uzun zaman haber alamadılar.
- They haven't heard from him in a long time.
Tom, John'un ondan ödünç para almaya çalışacağı konusunda Mary'yi uyardı.
- Tom warned Mary that John would try to borrow money from her.
Bu eski madeni paraları ondan aldım.
- I got these old coins from her.
Ben haftalardır senden haber almak için can atıyorum.
- I've been looking forward to hearing from you for weeks.
Senden bu kadar iyi bir hediye beklememiştim.
- I didn't expect such a nice present from you.