from one plane to another; specif

listen to the pronunciation of from one plane to another; specif
English - Turkish

Definition of from one plane to another; specif in English Turkish dictionary

trace
{f} izlemek
trace
{i} işaret
trace
{f} izle

Dan'ın arabasının içinde kan izleri vardı. - There were traces of blood inside Dan's car.

Bu güvenlik sistemi çalışanların hareketlerini gittikleri yerde izlemelerine izin verir. - This security system allows us to trace employees movements anywhere they go.

trace
(Meteoroloji) trase
trace
izini takip etmek
trace
telem
trace
oymak
trace
{i} belirti
trace
(kopya kâğıdıyla) kopyasını çıkarmak
trace
kalıntı
trace
bulmak
trace
izle(mek)
trace
(fiil) çizmek, tasarlamak, izlemek, izinden gitmek, kopya etmek, dayandırmak, dayanmak
trace
(İnşaat) iz, belirti
trace
bulm

Polis kimsenin izlerini bulmadı. - The police didn't find anyone's traces.

Polis henüz şüphelinin izini bulmadı. - The police have found no trace of the suspect yet.

trace
{f} dayanmak
trace
dikkatle çizmek veya yazmak
trace
zerre

Onda kötülüğün zerresi bile yoktu. - There was no trace of evil in her.

trace
(Mukavele) izlemek; iz
trace
azıcık şey
English - English
trace