O, elleriyle hızlıdır.
 - He's quick with his hands.
Bu araştırma hızlı bir şekilde bitiremeyecek kadar çok uzun.
 - This survey is too long to finish quickly.
Lütfen mümkün olduğunca çabuk eve gel.
 - Please come home as quickly as possible.
Ona mümkün olduğunca çabuk ihtiyacım var.
 - I need it as quickly as possible.
Zaman çabucak geçiyor.
 - Time passes by quickly.
Haydi bu resmi çabucak tamamlayalım.
 - Let's complete this picture quickly.
Tom kıvrak zekalı, değil mi?
 - Tom is quick-witted, isn't he?
O kıvrak zekalı bir adam.
 - He is a quick-witted man.