Linda şarkı söylemek için ayağa kalktı.
 - Linda stood up to sing.
Hepimiz halkın önünde bir şarkı söylemeye utandık.
 - We all felt embarrassed to sing a song in public.
Ben şarkı söylemeyi sürdürdüm.
 - I carried on singing.
Birlikte şarkı söylemekten hoşlandık.
 - We enjoyed singing songs together.