flexile

English - Turkish

Definition of flexile in English Turkish dictionary

bükülür

{s} yumuşak başlı

{s} değişken

{s} uysal

{s} esnek

{s} hareket kabiliyeti yüksek

esneklik

Related Terms

flexible

bükülgen

flexible

esnek

Düşünürken esnek olmalısın. - You must be flexible in your thinking.

Eğitim sisteminin daha fazla esnek olması gerekir. - The education system needs to be more flexible.

flexible

yumuşak

flexible

eğilir

flexible

suple

flexible

{s} elastik

Menisküs bir kemik değildir. Bu bir kıkırdak, esnek, elastik bir dokudur. - The meniscus is not a bone. It is a cartilage, a flexible, elastic tissue.

flexible

esner

flexible

(Ticaret) elastikli

flexible

kolay bükülür

flexible

kolay uyum sağlayabilen kişi ya da şey

flexible

(İnşaat) elastiki, eğilebilir

flexible

{s} eğilebilir

flexible

{s} esnek, elastiki

flexible

{s} hareket kabiliyeti yüksek

flexible

(sıfat) elastik, esnek, eğilebilir, değişken, sabit olmayan, hareket kabiliyeti yüksek, uysal, yumuşak başlı

flexible

{s} yumuşak başlı

English - English

Definition of flexile in English English dictionary

Capable of being repeatedly flexed without breaking

flexible

{a} pliant, compliant, easily bent

able to flex; able to bend easily; "slim flexible birches"

Flexible; pliant; pliable; easily bent; plastic; tractable

{s} flexible, easily bent, pliable

Hyphenation

flex·ile