filled to capacity with people

listen to the pronunciation of filled to capacity with people
English - Turkish

Definition of filled to capacity with people in English Turkish dictionary

packed
{s} tıka basa dolu

Bu kulüp korkunç şekilde sıkıcıdır. Dans alanı boş ve sigara içme verandası tıka basa doludur. - This club is fearfully dull. The dance floor is empty and the smoking patio is packed.

Tıka basa dolu olan o trende havasızlıktan öleceğimi düşündüm. - I thought I was going to suffocate on that train, which was absolutely packed.

packed
dolmak
packed
(Ticaret) ambalajlanmış
packed
kalabalık
packed
{f} paketle

Hepiniz paketlenmiş ve hazır mısınız? - Are you all packed and ready?

Tom küçük bir bavulda her şeyi paketledi. - Tom packed everything in a small suitcase.

packed
{s} hıncahınç

Bu mekan hıncahınç dolu. - This place is packed.

Konferans salonu hıncahınç dolu. - The auditorium is packed.

packed
{s} ağzına kadar dolu
packed
{s} paketlenmiş

Ben ambalajsız ya da 1 kilogramlık torbalarda paketlenmiş olarak pirinç satarım. - I sell rice in bulk or packed in 1 kilogram bags.

Hepiniz paketlenmiş ve hazır mısınız? - Are you all packed and ready?

packed
toplanmış/kalabalık
packed
sıkıştırılmış
English - English
packed

The bus was packed and I couldn't get on.

filled to capacity
completely full, packed
filled to capacity with people

    Hyphenation

    filled to ca·pac·i·ty with peo·ple

    Turkish pronunciation

    fîld tı kıpäsıti wîdh pipıl

    Pronunciation

    /ˈfəld tə kəˈpasətē wəᴛʜ ˈpēpəl/ /ˈfɪld tə kəˈpæsətiː wɪð ˈpiːpəl/
Favorites