Kusursuz hassasiyet, ölçümde gereklidir.
- Flawless precision is required in the measurements.
Her iki yöntem kusursuz çalıştı.
- Both methods worked flawlessly.
Kulak yolu ses dalgalarını kulak zarına iletir.
- The ear canal sends sound waves to the eardrum.
Sırtlanın havlaması kahkaha gibi ses çıkarıyor.
- The hyena's bark sounds like laughter.
Tom mükemmel Japonca konuşur.
- Tom speaks flawless Japanese.
İletişim kurmak için bir anadil konuşuru gibi ses çıkarmak zorunda değilsin.
- You don't have to sound like a native speaker in order to communicate.
Daha çok yerli bir konuşmacı gibi ses çıkarmak için ne yapabilirim?
- What can I do to sound more like a native speaker?
Tom etkilenmiş görünüyor.
- Tom sounds impressed.