fabrikacı

listen to the pronunciation of fabrikacı
Turkish - English
factory owner, manufacturer
fabrika
factory

This factory manufactures automobile parts. - Bu fabrika, otomobil parçaları üretmektedir.

The factory is producing a new type of car. - Fabrika, yeni cins bir araba üretiyor.

fabrika
(Hukuk) plant

Crude oil is refined at this plant. - Ham petrol bu fabrikada arıtılır.

Valentina's mother worked in a textile plant. - Valentina'nın annesi bir tekstil fabrikasında çalıştı.

fabrika
install
fabrika
(Askeri) arsenal
fabrika
production plant
fabrika
(Ticaret) work

He works in a factory. - O bir fabrikada çalışır.

My older brother is planning to work at a drug factory. - Ağabeyim, bir ilaç fabrikasında çalışmayı planlıyor.

fabrika
manufacturing plant
fabrika
mill

He works at the steel mill. - O, çelik fabrikasında çalışmaktadır.

Tom works at the steel mill. - Tom çelik fabrikasında çalışıyor.

fabrika
manufactory
fabrika
factory, works, plant, mill
fabrika
factory, plant, works
fabrika
workshop
fabrika
hacienda
fabrika
works

He works in a factory. - O bir fabrikada çalışıyor.

My father works for a factory. - Babam bir fabrika için çalışmaktadır.

Turkish - Turkish
Fabrika sahibi veya fabrika işleten kimse, fabrikatör
fabrikatör
fabrika
İşlenmemiş veya yarı işlenmiş maddelerin makine, araç vb. ile işlenerek tüketime hazır duruma getirildiği sanayi kuruluşu, üretim evi: "Bir deri fabrikası her yerde yapılabilir."- Y. K. Beyatlı
FABRİKA
(Osmanlı Dönemi) Sanayi mâmüllerinin büyük ölçüde imal edildiği yer
Fabrika
üretimlik
Fabrika
üretim evi
fabrika
İşlenmemiş veya yarı işlenmiş maddelerin makine, araç vb. ile işlenerek tüketime hazır duruma getirildiği sanayi kuruluşu, üretim evi