fabelhaft

listen to the pronunciation of fabelhaft
English - Turkish

Definition of fabelhaft in English Turkish dictionary

awesome
korkunç

Onun korkunç olduğunu düşündüm. - I thought it was awesome.

Bunun korkunç olduğunu düşünüyorum. - I think it's awesome.

brilliant
parlak

Parlak bir düşüncem vardı. - I had a brilliant idea.

Parlak bir gelecek onun önünde uzanıyor. - A brilliant future lay before him.

brilliant
nefis
awesome
{s} k.dili. müthiş, dehşet
brilliant
{s} zeki

Tom'un zeki olduğunu düşünüyorum. - I think Tom is brilliant.

Sen zeki bir fotoğrafçısın. - You're a brilliant photographer.

awesome
dehşetli
awesome
korku veren
brilliant
ışıl ışıl
brilliant
hayranlık uyandırıcı
awesome
{s} insanı huşu içinde bırakan
awesome
{s} dehşet verici
awesome
{s} korku ifade eden
brilliant
parlak,pırıl pırıl
brilliant
{s} harikulade, harika, mükemmel
brilliant
{s} görkemli

Sen görkemli bir iş yaptın. - You've done a brilliant job.

Ordu savaş sırasında bir dizi görkemli eylemlerde yer aldı. - The army was involved in a number of brilliant actions during the battle.

brilliant
üç puntoluk harf