Bu, yaşam, para, ve malzemelerde çok pahalıya mal olmuştu.
 - It had been very costly in lives, money, and supplies.
Bu çok pahalıya mal olabilir.
 - It could be very costly.
Eski çağlarda tuz az bulunan ve maliyetli bir metaydı.
 - Salt was a rare and costly commodity in ancient times.
Tom pahalıya mal olan bir hata yaptı.
 - Tom made a costly mistake.
Dan pahalı kanser tedavisi görmeye başladı.
 - Dan began costly cancer therapy.
Tom pahalıya mal olan bir hata yaptı.
 - Tom made a costly mistake.
Bir gece rüyasında, güzel mor bir çiçek bulduğunu ve çiçeğin ortasında da değerli bir mücevher bulunduğunu gördü.
 - He dreamt one night that he found a beautiful purple flower, and that in the middle of it lay a costly pearl.