en az

listen to the pronunciation of en az
Turkish - English
at least

This pencil cost me at least a hundred bucks. - Bu kalem bana en az yüz dolara mâl oldu.

It will take her at least two years to be qualified for that post. - Onun bu görev için nitelikli olması en az iki yılını alacak.

least

Lawyers and auto mechanics are the people I trust the least. - Avukatlar ve oto tamircileri en az güvendiğim insanlardır.

This pencil cost me at least a hundred bucks. - Bu kalem bana en az yüz dolara mâl oldu.

at the least
min

I don't know when the meeting started, but it started at least thirty minutes ago. - Toplantının ne zaman başladığını bilmiyorum ama en az otuz dakika önce başladı.

Tom calls Mary every night and talks with her for at least 45 minutes. - Tom her gece Mary'yi arar ve onunla en az 45 dakika konuşur.

(Bilgisayar) more than
fewest
(Bilgisayar) min length
merest
(deyim) rock bottom
a good

Movers don't like people who read books. But at least they have a good reason. - Nakliyeciler kitap okuyan insanlardan hoşlanmazlar. Ama en azından iyi bir nedenleri var.

The post office is a good five kilometers away from here. - Postane buradan en az beş kilometre uzakta.

leastways
minimal
fully
at a mere
at least to
for at least
minimum

Tom only does the bare minimum. - Tom sadece en azını yapar.

The job will take a minimum of ten days. - İş en az on gün alır.

a) minimal, least b) at least, fully
enaz
marginal
enaz
infimum
Turkish - Turkish
edna
ekal
(Hukuk) LAAKAL