eldfather

listen to the pronunciation of eldfather
English - Turkish

Definition of eldfather in English Turkish dictionary

ancestor
ata

Benim atalarım bu memleketin öncüleriydi. - My ancestors were the pioneers of this land.

Atalarımız 150 yıl önce bu ülkeye geldi. - Our ancestors arrived in this country 150 years ago.

grandfather
büyükbaba

Büyükbabasına benziyor. - He looks like his grandfather.

O hikayeyi bana anlatan büyükbabamdı. - It was my grandfather that told me that story.

ancestor
{i} cet
ancestor
{i} dede
ancestor
{i} soy

İngilizce ve Almanca ortak bir soyu paylaşırlar. - English and German share a common ancestor.

Dünyadaki bütün insanlar ortak bir atanın soyundan gelirler. - All humans on Earth are descended from a common ancestor.

grandfather
{i} dede

Dedem 2. Dünya Savaşı sırasında öldürüldü. - My grandfather was killed in World War II.

Dedem yaşından dolayı pek iyi duyamıyor. - Because of his age, my grandfather doesn't hear well.

English - English
ancestor
grandfather