Turkish - English
Definition of el koyma in Turkish English dictionary
- expropriation
- (Ticaret) sequester
- conscription
- impoundment
- requisition
- sequestration
- usurpation
- confiscation
- condemnation
- to confiscate
- seizin
- seisin
- distraint
- appropriation
- dip
- ouster
- (Hukuk) seizure
- el koymak
- appropriate
- el koymak
- seize
- el koymak
- {f} seise
- el koymak
- {f} levy
- el koymak
- {f} arrest
- el koymak
- glom
- el koymak
- (deyim) have in hand
- el koymak
- embargoing
- el koymak
- emprise
- el koy
- commandeer
- el koy
- confiscate
The student had his cellphone confiscated after it began to ring in class.
-Sınıfta çalmaya başladıktan sonra Öğrenci cep telefonuna el koydurdu.
I'll have to confiscate your knife.
-Bıçağına el koymak zorunda kalacağım.
- el koymak
- sequester
- el koymak
- sequestrate
- el koymak
- impound
- el koymak
- commandeer
- el koymak
- confiscate
I'll have to confiscate your knife.
-Bıçağına el koymak zorunda kalacağım.
- elkoyma
- attachment
- el koymak
- hand set
- el koymak
- distress
- el koymak
- requisition
- el koymak
- distrain
- el koymak
- impress
- el koymak
- take the action
- el koymak
- distrain up
- el koymak
- capture
- el koymak
- vest
- el koymak
- (Hukuk) to seize
- el koymak
- usurp
- el koymak
- condemn
- el koymak
- embargo
- el koymak
- hold
- el koymak
- attach
- el koymak
- distrain on
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of el koyma in Turkish Turkish dictionary
- (Hukuk) VAZIYED ETME
- vaziyet
- (Hukuk) ZAPT
- vazıyet