ekranın

listen to the pronunciation of ekranın
Turkish - English
display of
show of, exhibition of, demonstration of
ekran
{i} screen

You see the words that I typed on the screen, but you don't see the tears that I shed over the keyboard. - Benim ekranda yazdığım kelimeleri görebilirsin, ama benim klavye üzerine döktüğüm gözyaşlarını göremezsin.

No matter what he plays on the screen, Tom looks great. - Tom ekranda ne oynarsa oynasın, muhteşem görünüyor.

ekran
display

Those books were on display in the window. - Şu kitaplar ekranda görüntülendi.

A tablet is a mobile computer with display, circuitry and battery in a single unit. - Bir tablet, tek bir ünitede ekran devresi ve pili olan bir mobil bilgisayardır.

ekran
{i} monitor
ekran
display-unit
ekran
analogue display
ekran
(Bilgisayar) shield
ekran
(Bilgisayar) echo
ekran
(Bilgisayar) display monitor
ekran
(Bilgisayar) on-screen presentation
ekran
(Havacılık) buffle
ekran
crt screen
ekran
crt
ekran
telescreen
ekran
display unit
ekran
video
ekran
screen, display
ekran
screen (on which slides, movies, television transmissions, computerized information, etc. are projected)
Turkish - Turkish

Definition of ekranın in Turkish Turkish dictionary

EKRAN
(Osmanlı Dönemi) Üzerine bir cismin hayalinin aksettirildiği saydam olmayan düz satıh
Ekran
görüntülük
ekran
üzerine görüntü düşürülen her tür yüzey
ekran
Televizyon camı, görüntülük
ekran
Üzerine bir cismin ışık yoluyla görüntüsü düşürülen, saydam olmayan düz yüzey, görüntülük
ekranın
Favorites