Tom bu bölgelerdeki en büyük çiftliğin sahibidir.
- Tom is the owner of the largest ranch in these parts.
Bu çiçek Hokkaido'nun farklı bölgelerinde bulunur.
- This flower is found in different parts of Hokkaido.
Değerli öğeleri araçta bırakmayın.
- Do not leave valuable items in the vehicle.
Güçlü rüzgarlar güvensiz öğeleri uçurabilir.
- Strong winds can blow away unsecured items.
Yedek parçaları birer birer inceledi.
- He examined the spare parts one after another.
Tamir faturası parçaları ve işçiliği kapsıyor.
- The repair bill includes parts and labor.
Sözcük grupları sözdizimsel birimlerdir.
- Phrases are syntactical units.
Şirket para kaybeden bazı birimlerin satmaya karar verdi.
- The company has decided to sell some of its money-losing units.
Bir hırsızlar çetesi bu semtte çalışır.
- A gang of thieves works these parts.
Güçlü rüzgarlar güvensiz öğeleri uçurabilir.
- Strong winds can blow away unsecured items.
Değerli öğeleri araçta bırakmayın.
- Do not leave valuable items in the vehicle.
Masanızdaki şu öğelerden hangisini görüyorsunuz?
- Which of these items do you see on your desk?
Bu listedeki öğelerden birini seçin.
- Pick one of the items on this list.
Tom pastayı üç eşit parçaya böldü.
- Tom divided the pie into three equal parts.
Tom bir araba fabrikasında yedek parça yapıyor.
- Tom is making spare parts in a car factory.
Bu parçaları elde etmesi oldukça zordur.
- These items are rather hard to obtain.
Kırılabilir bu parçalar bütün risklere karşı sigortalanmalıdır.
- These fragile items must be insured against all risks.