Tom bu bölgelerdeki en büyük çiftliğin sahibidir.
- Tom is the owner of the largest ranch in these parts.
Okyanusun bazı bölgelerinde, kril popülasyonları yüzde 80'in üzerinde düştü.
- In some parts of the ocean, krill populations have dropped by over 80 percent.
İstek listendeki öğelerden biri satlıktır.
- One of the items on your wish list is on sale.
Bu listedeki öğelerden birini seçin.
- Pick one of the items on this list.
Bir bütün parçalardan oluşur.
- A whole is made up of parts.
Tamir faturası parçaları ve işçiliği kapsıyor.
- The repair bill includes parts and labor.
Isıtma birimleri çalışmıyor.
- The heating units aren't working.
Sözcük grupları sözdizimsel birimlerdir.
- Phrases are syntactical units.
Bir hırsızlar çetesi bu semtte çalışır.
- A gang of thieves works these parts.
Öğeleri büyükten küçüğe doğru sıralayın.
- Sort the items from large to small.
Değerli öğeleri araçta bırakmayın.
- Do not leave valuable items in the vehicle.
Masanızdaki şu öğelerden hangisini görüyorsunuz?
- Which of these items do you see on your desk?
Değerli öğeleri araçta bırakmayın.
- Do not leave valuable items in the vehicle.
Annem pastayı üç parçaya böldü.
- Mother divided the cake into three parts.
Bu fabrika, otomobil parçaları üretmektedir.
- This factory manufactures automobile parts.
Bu parçaları elde etmesi oldukça zordur.
- These items are rather hard to obtain.
Kırılabilir bu parçalar bütün risklere karşı sigortalanmalıdır.
- These fragile items must be insured against all risks.