egzotikleştirme

listen to the pronunciation of egzotikleştirme
Turkish - English

Definition of egzotikleştirme in Turkish English dictionary

egzotik
exotic

You can sit by the exotic plants in front of the lake, away from the noise. - Gürültüden uzak olarak, gölün önündeki egzotik bitkilerin yanında oturabilirsin.

He was obsessed with the idea of travelling to exotic locations. - O egzotik yerlere seyahat etme fikrine saplantılıydı.

egzotik
outlandish
Turkish - Turkish

Definition of egzotikleştirme in Turkish Turkish dictionary

Egzotik
yabancıl
egzotik
Uzak, yabancı ülkelerle ilgili, bu ülkelerden getirilmiş, yabancıl: "Halit Fahri, ilk egzotik şairimizdi bizim."- Y. Z. Ortaç
egzotik
Uzak, yabancı ülkelerle ilgili, bu ülkelerden getirilmiş, yabancıl
egzotik
Yabancı ve uzak ülkelerle ilgili, bu ülkelerden getirilmiş