Turkish - English
Definition of edebî in Turkish English dictionary
- edebi
- literary
She has some literary talent.
-Onun biraz edebi yeteneği vardır.
She is a woman of great literary ability.
-O büyük edebi yeteneği olan bir kadın.
- edebi
- literal
You can add a literal translation.
-Edebi bir çeviri ekleyebilirsin.
They can add a literal translation.
-Onlar bir edebi çeviri ekleyebilirler.
- edebi
- literary yazınsal
- edebi
- literate
- edebi akımlar
- (Edebiyat) literary movements
- edebi analiz
- (Edebiyat) literary analysis
- edebi biçim
- literary form
- edebi klasikler
- literary classics
- edebi koleksiyonlar
- literary collections
- edebi kuram
- literary theory
- edebi metin
- literal text
- edebi metinler
- (Edebiyat) literary texts
- edebi olarak
- literarily
- edebî eser
- Literary work
Journalistic text is not a literary work.
-Gazetecilik metni edebi eser değildir.
Can computers translate literary works?
-Bilgisayarlar edebi eserleri çevirebilir mi?
- edebî metin
- Literary work
- edebi değeri olmayan
- grub street
- edebi eserler
- belles lettres
- edebi etki
- literary influence
- edebi istirahatine uğurlamak
- bid farewell to
- edebi kelam
- euphemism
- edebi kompozisyon
- literary composition
- edebi korsanlık
- literary pirate
- edebi kültür
- literacy
- edebi mülkiyet
- (Kanun) literary property
- edebi olma
- literariness
- edebi olmayan
- nonliterary
- edebi söylev analizi
- literary discourse analysis
- edebi söyleşi analizi
- literary discourse analysis
- edebi tartışma
- literary argument
- edebi tarz
- bookish style
- edebi tarz olarak
- (Edebiyat) as a literary form
- edebi toplantı
- conversazione
- edebi ve tarihi değeri olan
- classic
- edebi çalışma
- scriptum
- edebi çalışma
- literary study
- edebi üslup
- style-literary
- edebi
- bookish
- kısmen edebi
- semiliterate
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of edebî in Turkish Turkish dictionary
- (Osmanlı Dönemi) Edebe dâir. Güzel söylenmiş yazı. Edebiyata âit. Ehl-i edebe, terbiyeli, ahlâklı ve edebli olanlara dâir ve edebe mensup ve müteallik
- YAZINSAL
- edebi
- Edebiyatla ilgili, edebiyata ilişkin
- edebi
- Edebiyatla ilgili, edebiyata ilişkin: "Gazete idaresinde biriken edebî mecmuaların yapraklarını karıştırıyorum."- A. Haşim
- edebi
- Yazınsal
- edebi eser
- Edebiyatta sanat değeri taşıyan değişik edebiyat türlerinde kaleme alınmış eserlerin her biri
- edebi sanat
- Edebî sanatların her biri
- edebi sanatlar
- Edebiyatta anlatımı zenginleştirmek, renklendirmek ve daha çarpıcı duruma getirmek için temelde benzetme esasına dayalı söz ve manaya bağlı anlatım inceliği ve özelliği