Turkish - English
Definition of eğitmen in Turkish English dictionary
- instructor
You may as well know that I am a strict instructor.
-Sizde benim otoriter bir eğitmen olduğumu bilseniz iyi olur.
She worked as an aerobics instructor in her twenties.
-O yirmili yaşlarda bir aerobik eğitmeni olarak çalıştı.
- educator
- tutorial
- instructress
- educationalist
- educationist
- educator of children
- educator; instructor
- hist. village teacher (trained in a köy enstitüsü)
- educator, instructor; village teacher
- village teacher
- trainer
Tom is a dog trainer.
-Tom bir köpek eğitmenidir.
The trainer must think of her health.
-Eğitmen onun sağlığını düşünmeli.
- ınstructor
Tom is also a good instructor.
-Tom'da iyi bir eğitmen.
Tom is a good instructor.
-Tom iyi bir eğitmendir.
- intructor
- instruct
Tom is a skydiving instructor.
-Tom serbest paraşütçü eğitmeni.
You may as well know that I am a strict instructor.
-Sizde benim otoriter bir eğitmen olduğumu bilseniz iyi olur.
- ilk nokta; ilk durum; eğitmen pilot; Internet Protokolü
- (Askeri) initial point; initial position; instructor pilot; Internet Protocol
- nerede eğitmen bulabilirim
- Where can I find an instructor
- sert eğitmen
- drillmaster
- tehdidin tespiti; eğitmen
- (Askeri) threat identification; training instructor
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of eğitmen in Turkish Turkish dictionary
- Kurs görerek köyde öğretmenlik yapan kimse, köy öğretmeni
- Eğitim işiyle uğraşan kimse
eğitmen
Hyphenation
e·ğit·menPronunciation
Resimler
History
Favorites