Turkish - Turkish
Definition of dolay%c4%b1s%c4%b1yle in Turkish Turkish dictionary
- dolay
- Bir yeri saran başka yerlerin bütünü, çevre, havali, etraf
- dolay
- Bir yeri saran başka yerlerin bütünü, çevre, havali, etraf: "Yaratma heyecanı içinde yorulma denen şey onun dolayına uğramazdı."- H. Taner
- dolay kutupsal
- Kutup yakınında olan
- dolay kutupsal
- Herhangi bir yere göre 24 saat içinde çizdiği çember ufkun üstünde kalıp kendisi hiç batmayan (yıldız)
Related Terms
Turkish - English
Definition of dolay%c4%b1s%c4%b1yle in Turkish English dictionary
- dolay
- vicinity
- dolay
- surroundings, suburbs, outskirts
- dolay
- adjacencies
- dolay
- environs
- dolay
- suburbs, outskirts, suburban area
- dolay
- surroundings
- dolay
- environment, surroundings