dokunulmaz

listen to the pronunciation of dokunulmaz
Turkish - English
untouchable

Certain taboos, which had remained untouchable for so many years, have come to be broken. - Yıllardan beri dokunulmaz bazı tabular yıkıldı.

Tom is one of Tatoeba's sacred icons. Therefore, he is untouchable. - Tom, Tatoeba'nın en kutsal simgelerinden biridir. Bu nedenle, o dokunulmazdır.

untouchable; immune
sacrosanct
inviolable

The guards are sacred and inviolable. - Muhafızlar kutsal ve dokunulmazlar.

immune
set in stone
taboo,tabu
dokunulmaz, korunmuş, saklanmış
untouched, preserved, stored
dokunulmazlar
are touched
Turkish - Turkish
Hiçbir biçimde eleştirilemez: "Dokunulmaz, yan bakılmaz, müstesna bir mahluktur."- Y. K. Karaosmanoğlu
İlişilmez, el sürülmez, taarruzdan korunmuş: "Herkes, kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez, temel hak ve hürriyetlere sahiptir."- Anayasa
Hiçbir biçimde eleştirilemez
İlişilmez, el sürülmez, taarruzdan korunmuş
dokunulmaz
Favorites