discalceate

listen to the pronunciation of discalceate
English - Turkish

Definition of discalceate in English Turkish dictionary

barefoot
yalınayak

Tom yalınayak gitmeye karar verdi. - Tom decided to go barefoot.

Sabah, çimlerin üzerinde çiy yalınayak dokunmak iyidir. - In the morning, it is good to touch barefoot the dew on the grass.

barefoot
s., z. yalınayak
barefoot
çıplak ayakla

Çimlerin üzerinde çıplak ayakla dolaşmayı severim. - I love walking barefoot on the grass.

Ben bir seferinde bir adamın çıplak ayakla sıcak kömürlerin üzerinde yürümesini gördüm. - I once saw a man walk barefoot over hot coals.

barefoot
{s} çıplak ayaklı

Tom daima çıplak ayaklıdır. - Tom is always barefoot.

Çocuklar çıplak ayaklıydılar. - The children were barefoot.

English - English