dilimli

listen to the pronunciation of dilimli
Turkish - English
sliced
(Botanik, Bitkibilim) lobed
segmented
cuspidate
cut up into slices
cut up into slices; having slices
segmental
segmentary
dilim
slice

Would you like a slice of pitaya? - Bir dilim pitaya istermisiniz?

Tom wanted to eat a couple of slices of salami. - Tom birkaç dilim salam yemek istedi.

dilimli aloha
slotted aloha
dilimli kazan
sectional boiler
dilimli kemer
cusped arch
dilimli radyatör
sectional heating radiator
dilimli vergi
(Ticaret) schedule tax
dilimli ısıtıcı anahtarı
radiator bar wrench
dilim
strip
dilim
{i} round
dilim
lobe
dilim
(Ticaret) bracket
dilim
(Askeri) grid zone
dilim
pane
dilim
section of a radiator
dilim
slot
dilim
zone

It's morning here in my time zone. - Benim zaman dilimimde burada sabah.

We talked about time zones. - Biz zaman dilimleri hakkında konuştuk.

dilim
(Sigorta) layer
dilim
shive
dilim
slice of
dilim
cusp
dilim
{i} sector
dilim
(Havacılık) gore
dilim
cut

Tom is in the kitchen, cutting up some vegetables. - Tom mutfakta, bazı sebzeleri dilimliyor.

He cut off a slice of meat. - O, bir dilim et kesti.

dilim
shred
dilim
segment
dilim
tranche

The Chinese government disbursed the second tranche of the money. - Çin hükümeti paranın ikinci dilimini ödedi.

dilim
slic
beş dilimli yapı süsü
cinquefoil
dilim
slice, piece
dilim
slice, round; segment
elma dilimli patates
scalloped potatoes
Turkish - Turkish
Hakkari'de, Büyükçay üzerinde, sulama amacıyla 1995-2003 yılları arasında inşa edilmiş bir baraj
dilim
Bir bütünden kesilmiş veya ayrılmış ince, yassı parça
dilim
Radyatör parçalarından her biri
dilim
Bir bütünden kesilmiş veya ayrılmış ince, yassı parça: "Biraz çay, birkaç dilim tereyağlı ekmek."- S. F. Abasıyanık
dilimli
Favorites