deste deste

listen to the pronunciation of deste deste
Turkish - Turkish
Demet demet
DESTE
(Osmanlı Dönemi) Süpürge
deste
Matematikte, aynı cinsten onluk bir küme
DESTE
(Osmanlı Dönemi) Muin, mededkâr
DESTE
(Osmanlı Dönemi) f. Tutam, bağ, demet, kabza
DESTE
(Osmanlı Dönemi) Küstah
deste
Yağlı güreşte pehlivanların ayrıldıkları beş dereceden en küçüğü
deste
Kılıç, bıçak vb.nin elle tutulacak yeri, kabza
deste
Kılıç, bıçak vb. elle tutulacak yeri, kabza
deste
Cinsleri aynı veya birbirine yakın olan şeylerin bir arada bağlanmışı, demet, bağlam: "Destenin en itibarlı kâğıtları, bilindiği gibi, beyler, yani aslar oluyor."- H. Taner. Çok
deste
Aynı cinsten onluk bir küme
deste
Cinsleri aynı veya birbirine yakın olan şeylerin bir arada bağlanmışı, demet, bağlam
deste
Yağlı güreşte pehlivanların ayrıldıkları derecelerden biri
deste
Çok
deste deste
Favorites